Türkiye, Çin’in desteklediği Kalkınma Yolu Projesi ve İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonlar sonucunda bölgede çok kritik bir noktaya gelmiş durumda. Türkiye’nin son gelişmelerden sonra bir kez daha öneminin ortaya çıktığını kaydeden emekli Korgeneral Erdoğan karakuş, “ Türkiye, özellikle bölge ülkelerine öncülük ve liderlik yapmalı. Bölgemizde önemli gelişmeler oluyor. Çin’in desteklediği kalkınma yolu projesinde Türkiye batıya geçiş açısından önemli bir konumda. Öte yandan İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonlar sonrasında İsrail’in vaad edilmiş toprakları üzerinde olan ülkeler tehlikenin kendilerine geldiğini fark etti. Bu noktada Türkiye bu ülkelere öncülük edip, politika belirlenmesinde önemli bir rol üstlenebilir” dedi. Geçtiğimiz günlerde Kerkük’te yapılan seçimler sonrasında Türkmenlerin istediği tablonun tam olarak ortaya çıkmadığını ancak yine de çok kötü bir noktada olunmadığını kaydeden Karakuş, “ Musul ve Kerkük seçimlerinin ardından Kerkük’te 2 milletvekili kazandı Türkmenler. Musul’da da daha fazla milletvekili çıkarabilirlerdi. Ancak olmadı yine de tablo Türkmenlerin istediği gibi olmasa da çok kötü değil. Kerkük ve Musul bu noktada Çin’in Kalkınma Yolu Projesi açısından büyük önem taşıyor. Barzani ve Talabani’nin beklentilerini de şekillendiren ve son dönemdeki politik manevralarını da şekillendiren bu proje. Her ikisi de daha çok kazanmak amacında. Ancak projede Türkiye önemli bir güce sahip. Özellikle Musul’un batısından Türkmen kenti Telafer’den proje yolunun geçmesi durumunda Ovaköy sınır kapısından gelen mallar Türkiye’ye giriş yapacak. Barzani ise bu malların kendi kontrol ettiği bölgeden geçip Türkiye’ye girmesini istiyor. Bunun için de Habur sınır kapısının kullanılmasını istiyor. Türkmenlerin varlığı bu noktada önem kazanıyor” diye konuştu. Çin’in Kalkınma Yolu Projesi’nde Basra’dan Irak’a gelecek malların Ovaköy sınır kapısından geçip batı ülkelerine ulaşmasının önemli olduğuna dikkat çeken Karakuş, “ Bu proje ile bölgenin kalkınması önemli bir yol alır. Irak merkezi hükümeti ile Türkiye arasındaki görüşmelerin önemi de bu projenin hayata geçmesi ile ilgili. Ancak Barzani bölgesi ile güneyde kalan Talabani bölgesi yeterli kadar kazançlı çıkamayacaklarını hesap ediyorlar. Seçimlerin önemi de de bir anlamda buradan kaynaklanıyordu. Türkmenler daha çok milletvekili sayısına sahip olabilirlerdi ancak buna rağmen tablonun kötü olduğunu söylemek zor. Barzani ve Talabani’nin bu konuda Irak merkezi hükümeti ile görüşüp istediklerini alma çabası projenin öneminden kaynaklanıyor” diye konuştu. İsrail’in Gazze’ye operasyonunu ardından bölgede bulunan ülkelerin de kendilerini tehdit altında hissettiklerini ifade eden Karakuş, “ İsrail’in operasyonları sadece Gazze ile sınırlı kalmayıp ilerleyen süreçte İsrail’in vaadedilmiş topraklar boyutuna geleceğini bütün ülkeler gördü. İsrail kabinesinde vaadelmiş topraklar bakanlığı bile bulunuyor. İsrail’in bu mesele üzerinde ne kadar ciddiyetle durduğu buradan da anlaşılıyor. Bu noktada bölge ülkeleri sırayla kendilerinin de İsrail’in baskısı ile karşılaşacaklarını bu noktada hissetmiş görünüyor. Öte yandan Suriye’nin kuzeyinden açılmak istenen koridora da Kürt koridoru denmesi yanlış bunun adı aslında İsrail Koridorudur. Bölgede nasıl bir kurgu içinde hareket edildiği görülmesi gerekiyor. Bu noktada eğer vaadedilmiş toprakların geçtiği ülkelere Türkiye liderlik ya da öncülük yaparsa o zaman İsrail’in baskı kurma tehlikesi ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum. Türkiye burada da çok kritik bir öneme sahip. Diğer ülkelerinde bunu gördüklerini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin bölgesindeki gelişmeler açısından önümüzdeki günlerde daha hassas politikaları hayata geçireceğinin şimdiden anlaşıldığını belirten Karakuş, şunları kaydetti: “ Türkiye açısından hava gücünün istikrarını koruması bu bakımdan da F-16 uçaklarının alımı artık bir beka sorununa dönmüş durumda. Türkiye bölgesinde kendisine yönelik tehditleri ortadan kaldırabilmek için bu sorunu çözmek durumunda. Ayrıca Yunanistan’a satılacak olan F-35 uçakları da düşünüldüğünde Türkiye’nin tekrar F-35 talebinin olumlu karşılanması söz konusu olabilecektir. Eurofighter uçaklarına o zaman gerek kalmayacaktır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Türkiye özellikle İsveç konusunda tüm bölgesel çıkarlarını ve bunun da ötesinde milli çıkarlarını dikkate alarak bir politika belirleyecektir ana göre. İsveç’in NATO’ya üyeliği konusu çok tartışılan bir konu olmasına rağmen Türkiye’nin içinde bulunduğu durum da dikkate alındığında konunun Türkiye açısından önemi artık Rusya tarafından da anlaşılmış durumda. Son gelişmelerden bunu anlıyoruz. Türkiye artık kendi bölgesinde milli çıkarları doğrultusunda hareket edecek politikaları tam olarak hayata geçirecektir diye düşünüyorum.”