Kadın cinayetleri artık son bulmalı!

Forum Tanrısı

Administrator
Yönetici
Değerli okurlar, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi için birçok köşe yazısı kaleme almış bir gazeteci olarak, bir meslektaşımın da erkek şiddetine maruz kalarak hayattan koparılmasının üzüntüsünü yaşıyorum. Darıca’da yaşayan ve mesleğini icra etmeye çalışan bir Tülay Dağaşan, eski eşi tarafından canine katledildi. Kadına karşı işlenen bu suçların artık sona ermesi için hareket edilmesi gerekiyor. Daha neyi bekleyeceğiz, kaç kadının daha bu şekilde hayattan koparılmasına göz yumacağız? Ortada bir sorun olduğu aşikâr ve bu sorunu göz ardı edemeyiz. Yıllardan bu yana süre gelen aile içi şiddet, eski eş cinayetleri gibi artık toplumumuzun kanayan yarası haline gelen üzücü olayların önüne geçmek için adımlar atılmasının zamanının gelip de geçtiğini düşünüyorum. Elbette ki olayın özü kişi de toplumda bitiyor ancak caydırıcı cezalar ve koruyucu önlemleri de göz ardı edemeyiz. Böylesine canice bir şey yapacak insanın öncelikle sonucunu, cezasını düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Olayları genel olarak ele alırsak, Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin sayısının artması, toplumsal bir travmaya dönüşmüş durumda. Hepimizin, kadın cinayetlerinin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, her birinin arkasında yıkılan bir hayat, sönen bir umut olduğunu anlamamız gerekiyor. "Kadın cinayetleri son bulsun!" sesleri, ülkenin dört bir yanında yankılanırken, çözüm bulmamak bizlerin eksikliğidir.Televizyonlarda, haber sitelerinde her bir kadın cinayeti haberi gördüğümüzde sarsılıyor, artık son bulsun diyoruz. Peki bu konuda ne yapıyoruz? Her şey ilk olarak ailede başlar. Bir aile çocuğuna kadına şiddetin ne olduğunu aşılamaz, sağlıklı bir psikoloji ile yetiştirmezse o çocuğun ileride şiddetten uzak durmasını nasıl bekleriz? Ya da şiddet dolu bir evde büyüyen çocuk gelecekte nasıl şiddetten uzak durabilir? O yüzden öncelikle temellerimizi daha da sağlamlaştırmak zorundayız. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin önlenmesi için adli mekanizmaların güçlendirilmesi, cezaların caydırıcı olması ve bu suçlara sıfır tolerans gösterilmesi gerekiyor. Elbette ki tüm bunları yaparken oluşabilecek haksızlık ve iftiralara karşı da ince eleyip sık dokumayı bırakmamak gerekiyor. Keza toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini her yaşta bireye eğitimle vermek bunu yaparken de medyanın sorumlu yayıncılık anlayışı sergilemesi gerekiyor. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte artık iş alanlarının fiziksel güç gerektiren işlerden çıkmasıyla birlikte her toplumda kadın istihdam oranında büyük bir artış yaşandı. Ancak halen daha toplumumuzun belirli kesimlerinde çalışan kadın kavramına karşı iyi gözle bakılmama durumu var. Öncelikle bu bakış açısına sahip insanları eğitmeli ve şiddetin artık günümüz dünyası için hiçbir şekilde söz konusu olamayacağını öğrenmeliyiz. Kadına yönelik şiddet, maalesef ki bir yara olarak karşımıza çıkıyor ve bu yarayı sarmanın tek yolu, toplumun her ferdinin elini taşın altına koymasından geçiyor. Herkesi, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden bu mücadeleye ortak olmaya, sessiz kalmamaya ve değişim için el ele verip adımlar atmak zorundayız.Velhasıl kelam, erkek şiddeti maruz kalarak hayatını kaybeden merhume Tülay Dağaşan’a Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Kadına şiddet olaylarının yaşanmadığı, bu olayları yalnızca tarih kitaplarımızda göreceğimiz günleri inşa etmek dileğiyle, sağlıcakla kalın.
 
Üst